Aydın‘dan yükselen sesler, Türkiye’deki iş kazalarının ürkütücü boyutunu ve temel nedenlerini gözler önüne seriyor. Polat OSGB Sorumlu Müdürü İş Güvenliği Uzmanı Emin Tükel, gazetetrend.com.tr’ye yaptığı özel açıklamalarda, iş kazalarının yaklaşık yüzde 90’ının, alınan tedbirlerin gereksiz görülmesinden kaynaklandığını vurguladı. Bu durumun, hem can kayıplarına hem de ülke ekonomisine ciddi zararlara yol açtığını belirtti.

İş Kazaları: Ekonomiye Ağır Bir Yük

Trafik kazalarının ardından en çok can ve mal kaybına neden olan iş kazaları, Türkiye ekonomisi için yıllık 10 milyar doları aşan bir maliyet oluşturuyor. Aydın’da iş sağlığı ve güvenliği alanında öncü firmalardan Polat OSGB’nin tecrübeli ismi Emin Tükel, bu rakamların düşündürücü olduğunu ifade etti. Tükel, iş güvenliği önlemlerinin bir masraf kalemi olarak görülmemesi gerektiğini, aksine ciddi bir yatırım olduğunu vurgulayarak, tüm işveren ve çalışanları 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na tam uyum sağlamaya davet etti.

6331 Sayılı Kanun ve Uygulamadaki Gerçekler

30 Haziran 2012’de Resmi Gazete’de yayımlanarak 1 Ocak 2013’te yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 2025 itibarıyla tehlike sınıfı ayrımı gözetmeksizin tüm iş yerlerinde zorunlu hale geldi. Yürürlüğe girmesinin üzerinden yaklaşık 13 yıl geçen kanun, süreç boyunca pek çok tartışmaya sahne oldu. Ancak geçen zaman, iş güvenliğinin ne denli hayati bir konu olduğunu ve alınan önlemlerin aslında birer yatırım olduğunu acı bir şekilde gösterdi. Yapılan istatistikler, Türkiye’nin iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda Avrupa’da maalesef üst sıralarda yer aldığını ortaya koyuyor. Bu kazaların ülke ekonomisine getirdiği yük ise 10 milyar doları aşıyor. Emin Tükel, bu maliyetin sadece yüzde 25’inin tedbir amaçlı harcanması durumunda, yaşanacak can kayıpları ve acıların yanı sıra ekonomiye de 7.5 milyar dolarlık bir katkı sağlanabileceğini belirtti.

Farkındalık Eksikliği: Kazaların Başlıca Sebebi

Polat OSGB Sorumlu Müdürü Tükel, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki en büyük sorunun ‘farkındalık eksikliği’ olduğunu dile getirdi. İşverenlerin İSG hizmetlerini bir maliyet unsuru olarak görme eğiliminde olduğunu belirten Tükel, alınmayan her önlemin, ileride çok daha büyük maliyetlere ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açtığını söyledi. Tehlike sınıfı ne olursa olsun, artık tüm iş yerlerinin İSG hizmeti alma zorunluluğu bulunduğunu hatırlatan Tükel, kazaların büyük çoğunluğunun basit tedbirlerin alınmamasından kaynaklandığını vurguladı.

‘Bana Bir Şey Olmaz’ Zihniyeti: Ölümcül Bir Alışkanlık

İş kazalarına yol açan temel nedenleri sıralayan Emin Tükel, alınması gereken basit önlemlerin bile ihmal edildiğini belirtti. Elektrik panolarının düzenli kontrolü, makine koruyucularının kullanımı, yüksekte çalışma ekipmanlarının standartlara uygunluğu, kimyasal etiketlerinin güncelliği ve düzenli eğitimlerle artırılan farkındalık gibi basit adımların, pek çok ağır yaralanma ve ölüm vakasını engelleyebileceğini söyledi. Tükel, Türkiye’deki en büyük tehlikenin ‘Bana bir şey olmaz’ anlayışı olduğunu ve çalışanların alışkanlık haline getirdiği risk alma davranışlarının, iş kazası oranlarını yükselten en önemli faktörlerden biri olduğunu ifade etti. Kişisel koruyucu ekipman takmamanın bir cesaret göstergesi değil, istatistiksel olarak büyük bir kumara benzediğini ve bu kumarda kaybedenin genellikle çalışanın kendisi olduğunu sözlerine ekledi.